ESKİ BULANCAK


Bu makale 2021-01-06 14:52:12 eklenmiş ve 4773 kez görüntülenmiştir.
Nejat TOPRAK

 

ESKİ BULANCAK

 

 

Delikanlı Cumhuriyet Meydanında bağırarak koşuyor:

-Kar-de-nuuuuu-eeee, cinayeti yazıyooo, Çıngar’ı yazıyooo… Kar-de-nuuu-eee… Çok acelesi var koÅŸuyor…

 

1950’li yıllar Giresun’da basılan Karadeniz Gazetesi öÄŸleye yakın Bulancak’ta böyle satılıyor. Yöreye ulusal gazeteler günlük deÄŸil ancak haftalık gelebiliyor, gemiyle gazetelerle birlikte Hayat Mecmuası da geliyor…

 

 Delikanlı koÅŸmaya devam ediyor;

- Kar-de-nuuuu-eeeee…

Sesi meydanın her yerinde yankılanıyor, İnsanlar yörede kulaktan kulaÄŸa duyulan cinayeti okumak için sabırsız, üstelik bugün mizah sayfası “Çıngar”ın günü. Bazıları ayaÄŸa kalkıp gazete için paralarını hazırlamış bile…

 

Cumhuriyet Meydanı Bulancak’ın merkezi. Üçgen ÅŸeklindeki meydanın ortasında Atatürk Büstü var, meydanı çevreleyen tek katlı binaların hepsi iÅŸyeri, en kalabalık olanlar üç taraftaki birer kahvehane… Her kahvehane ayrı özellik taşıyor; Güney tarafında Åžoförler Cemiyeti var, bütün ÅŸoförler burada, ÅŸehirdeki 5-6 araba buraya diziliyor, Giresun dolmuÅŸları da hemen heykelin yanından kalkıyor… Åžoförlerin çocukları ve ÅŸehrin gençleri, meydanın Batı yönünde bulunan GümüÅŸ Ahmet’in kahvesinde toplanıyor. Çünkü, babalarının, büyüklerinin yanında oturmaları, oyun oynamaları, hele hele sigara içmeleri kesinlikle mümkün deÄŸil, kimse saygıda kusur etmiyor.

 

DoÄŸu tarafındaki Meydan Kahve ise daha geniÅŸ alana sahip, dip kısmında sahne görevi gören yüksekçe bir bölüm de var, Åžehre pek ender gelen sanatçı veya sihirbazlar gösterilerini burada sunuyor. Bu kahvehanenin üst katı ve balkonu da var, İsmet İnönü bile ÅŸehre geldiÄŸinde halka buradan hitap etmiÅŸti…

 

Yazın genellikle kahvehanelerin önünde oturuluyor. Kış aylarında ise içerisi tıklım tıklım, sigara dumanından da göz gözü görmüyor. Ama muhabbet gani, herkesin ÅŸaka-ÅŸamata, muziplikler konusunda ayrı yetenekleri var. Gençlerin kahvehanesi tabi daha gürültülü…

 

Åžehirde hemen herkesin bir unvanı. lakabı var, bazıları hiç unutulmuyor: Hışır Ahmet - Combilik Hamdi - Sofunun Ismail - KösmüÄŸün Cemal - KuyrukluoÄŸlu Hüseyin - Sıçan İbrahim - Tilki Emrullah - Abu dayı - DeÅŸik Åženel - Doç Muzaffer - Cıbıl Ayhan - Öcü Galip - Tokaman Mustafa… Hemen belirtelim, bu insanların her biri meslek sahibi hatırı sayılır kiÅŸiler.

 

Meydandaki iÅŸyerlerini berber, terzi, lokanta, bakkal ve tüccar yazıhaneleri oluÅŸturuyor. Batı köÅŸede Demirellerin benzin istasyonu, heykelin tam karşısında PTT, yanında da Nail abinin fırını var. Batı taraftaki iÅŸyerlerinin önünde boydan boya ayakkabı boyacıları sıralanıyor. Åžehirdeki demirciler, bakırcılar, kalaycılar, sobacılar, manifaturacılar, marangozlar, ayakkabıcılar ve nalbantlar da hemen meydana yakın yan yollarda yer alıyor.

 

Bütün Bulancak bu meydana sığıyor: bayram törenleri burada yapılıyor; meydan süsleniyor, iskele tarafına Tak kuruluyor. Bayram sabahları halk çoluk-çocuk meydana akın ediyor: Barbaros ve Atatürk İlkokullarıyla Bulancak Orta Okulu öÄŸrencilerinin geçiÅŸi, meydana diziliÅŸi, konuÅŸmalar, ÅŸiirler zevkle izleniyor…Cumhuriyet Bayramı daha coÅŸkulu oluyor; meydanda bir gece önce çifte davul çalıyor, ÅŸehrin hatırı sayılır yaÅŸlı kiÅŸileri dahil pek çok insan oyuna kalkıyor. Horon ve karşılama coÅŸkusu geç saatlere kadar sürüyor….

 

O yıllar ulaşım çok zor, köylerin çoÄŸuna araba yolu yok. Giresun’la Ordu arasında her gün, Chevrolette marka birbirinin aynı iki otobüs “UlaÅŸ” ve “KavuÅŸ” çalışıyor. UlaÅŸ her sabah Giresun’dan, KavuÅŸ Ordu’dan kalkıyor, öÄŸle saatleri gibi Bulancak’ta mola veriyorlar. Biz çocuklar hemen etrafında toplanıp otobüsleri hayranlıkla izliyoruz, Otobüsler mola bitince kalkıyor, akÅŸama biri Ordu’ya Ulaşıyor, öteki Giresun’a KavuÅŸuyor, yani Giresun-Ordu arası bir gün sürüyor. Yollarda genellikle birkaç kez de lastik patlatılıyor, muavinin lastiÄŸi söküp tamir ediÅŸi bütün yolcular tarafından ilgiyle izleniyor…

 

1934 yılında ilçe olan Bulancak’ın nüfusu 4 bin dolayında, binalar bir veya iki katlı. Evlerde elektrik ve su yok, Aydınlatma gaz lambalarıyla yapılıyor, su ise çeÅŸme ve kuyulardan evlere taşınıyor. Yemekler, evlerdeki ocaklıkta odun ateÅŸinde piÅŸiriliyor. Ekmek sadece fırınlarda satılıyor, isteyene yarım veya çeyrek ekmek de veriliyor. Åžehri “Gece bekçileri” bekliyor. Belediyenin ilanlarını, Dellal Remzi sokak sokak dolaşıp bağırarak halka duyuruyor. Çöpler, sabah namazından sonra at arabasıyla toplanıyor.

 

Åžehirde iki de cami var, Eski Camiden Hayri dayımın minareye çıkıp çıplak sesle okuduÄŸu ezan, neredeyse ÅŸehrin tamamından duyuluyor…

 

Kışın lapa lapa kar yağıyor, saçaklardan buzlar sarkıyor. Evler, sacdan yapılmış “Ördek Soba”larda, odun veya fındık kabuÄŸu yakılarak ısıtılıyor.

 

Yazın halkın büyük bölümü BektaÅŸ Yaylası’na çıkıyor, fındık mevsiminde de köylerine dönüyor. Yazın, meydana yakın pek çok köÅŸe başında dondurma tezgahları kuruluyor.

 

Sokaklarda çoÄŸu zaman, dört nala koÅŸturulan atların nal sesleri veya demirci dükkanlarındaki örslerden yükselen ritmik çekiç sesleri duyuluyor. Hemen her evin bahçesinde oyun oynayan çocukların cıvıltısı hiç eksik olmuyor. Bu seslere, meydandaki lokantanın gramofonundan yayılan müzik de ayrı bir tat veriyor…

 

Bir süre sonra Bulancak’a fabrika kuruldu, Elektrik Fabrikası. Åžehre akÅŸam ezanından gece 12’ye kadar elektrik verilmeye baÅŸlandı, ne büyük geliÅŸim, deÄŸiÅŸimdi….

 

Bulancak’ın iskelesi de ünlü, o zaman ahÅŸap iskele vardı, sanırım 60 metre kadar. Daha sonra beton iskele yapıldı, yapımı yıllar sürdü. İlçeler içinde en uzun iskele Bulancak iskelesi oldu. İskele inÅŸaatını sahilde toplanarak büyük-küçük merakla izledik…

 

Bulancak’ın sahili boydan boya kumsaldı, pek çok evin önünde balıkçı kayıkları ve takalar çekiliydi. Sonra buradan ünlü Sahil Yolu geçti, yolun yapılışında ÅŸimdiye kadar hiç görmediÄŸimiz araçlar, teknikler kullanılıyordu; “Deve” adını verdiÄŸimiz sarı bir iÅŸ makinesi müthiÅŸti; iki tarafında da motoru var, denizin içine bile girebiliyor, ortadaki depo bölümüne nerdeyse bir kamyon dolusu malzeme alarak, getirip yola boÅŸaltıyordu... Yol bitti, Bulancak’ın sahili tamamen deÄŸiÅŸti, ÅŸehir bambaÅŸka bir görüntüye kavuÅŸtu…

 

(Nejat Toprak – Aralık 2020)

 

Yorumlar
Adınız :
E-Mail :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik :
DeÄŸiÅŸtir  
Toplam 0 yorum. Tüm yorumları okumak için tıklayın.
Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 â€¹ 
 â€º 
E-Mail Bülten Kaydı
Döviz Kurları
ArÅŸiv Arama
- -
Anket
Bulancak Haber
GÜNDEM
Kadına Şiddet
Anayasa Haberleri
Trafik Kazaları
Yerel Seçimler
SPOR
Galatasaray
Fenerbahçe
Basketbol Haberleri
Åžampiyonlar Ligi
SİYASET
Recep T. ErdoÄŸan
Devlet Bahçeli
Kemal Kılıçdaroğlu
AKP Haberleri
EĞİTİM
A.Ö.L.
Eğitim Portalı
EÄŸitim Haberleri
Eğitim Bakanlığı
DÜNYA
Avrupa Haberleri
Amerika Gündemi
Suriye İç Savaş
Arıkan Meselesi