REKOLTEDEN STRATEJİYE FINDIK KABUĞUNU DOLDURMAYAN TARTIŞMALAR


Bu makale 2017-08-17 15:13:51 eklenmiş ve 94765 kez görüntülenmiştir.
KUTSİ YAŞAR

Ağustos ayının girmesiyle beraber fındık hasadı başlamış fındık çiftçisinin bir eli dalda aklı da kulağı da fındıkla ilgili açıklama yapmasını beklediği AKP hükümetine odaklanmıştır.

 

 

Referandumda Türkiye ortalamasının üzerinde evet vermiş fındık çiftçisi AKP hükümetinin ağzından çıkacak müjdeli haberi beklemektedir. Devletin ve AKP hükümetinin başı Cumhurbaşkanı bölgede bir seri gezilerde bulunmaktadır. Cumhurbaşkanının AKP Giresun il teşkilatı ile yaptığı geniş toplantıda fındık gündeme gelmemiştir. Toplantı sonrasını salon dışında umutla bekleyen birkaç bin çiftçi ve vatandaş tam anlamıyla hayal kırıklığına uğramıştır. Oysa daha birkaç gün önce birçok kişi ve kurum ile muhalefet lideri fındığın stratejik bir ürün olduğunu ve mutlaka desteklenmesi gerektiğini söylüyorlardı.

 

Her fındık sezonu öncesi olduğu gibi bu sezonda rekolte tahminleri üzerinden tartışmalar kafa karıştırmaya başladı. Her ne kadar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tek bir açıklama yapılacak dese de önce Sert Kabuklular Konseyi 650 bin ton ardından TUİK rekolte tahminini 600 bin ton açıkladılar. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı rekolte açıklamasını yapana kadar herkes rekolte açıklamasını yapmış oldu.

 

Brezilya için kahve, Amerika için Badem, Çin için Pirinç , Malawi için Mısır ve örnekleri daha da çoğaltmak mümkün her neyse bu ürünler ülkeleri için neyse fındık da bizim için o dur. Fındık iklim, coğrafik ve topografik istekleri bakımından ülkemiz için hem yaşamsal hem yerel hem milli hem karakteristik hem de stratejik bir üründür. Ancak bu güne kadar stratejisi dikiş tutmayan bir üründür. Şöyle ki ;

 

Fındık dikim sahalarının varlığı kayıt içi ve kayıt dışından oluşmaktadır. Her ne kadar 600 kusur bin ha bir dikim alanın varlığı bilinse de özellikle batı karadeniz yani ikinci standart bölge başta olmak üzere birinci standart bölgeyi de içine alan tüm bölgelerde 100 kusur bin ha alanın ormandan açmalarla kayıt dışı olarak üretim yapıldığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Bir yandan fındık dikim sahalarının sınırlandırılması ilişkin kanun 1983 yılında çıkarılmış diğer yandan belli dönemlerde (1989-2009) düzenlemeler yapılmış ve en son 9 şubat 2015 de 16 ilde bazı ilavelerle yeniden düzenlenmiştir.

 

Fındık dikim sahalarında Orta ve Doğu Karadeniz’i içine alan birinci standart bölgede fındık dalları ekonomik örünü(60 yıl) tamamlamıştır. Fındık bahçelerinin tamamına yakını verim çağı bakımından eksiliş dönemindedirler.100 yaşına yakın fındık bahçelerinin varlığı azımsanmayacak boyuttadır. Hal böyleyken bugüne kadar fındık bahçelerinin yenilenmesine yönelik kapsamlı, planlı hiçbir adım atılmamıştır.

 

Fındık da yeni dönem naraları ile 2009 yılında alan bazlı ödemelere geçilerek bahçe sahipleri doğrudan desteklenmeye başlanmıştır. Üretimden kopuk olarak yapılan destekler fındık bahçelerine dönmemiştir. Alan bazlı ödemelerin ilk üç yıllık planından sonra ikinci üç yıllık planında sonuna gelinmiş Kasım seçimlerinden sonra AKP hükümeti bir yıl uzatma

 

uygulamaya geçmiştir. Haziran ayı içinde yapılan uzatma ödeme ile fındık çiftçilerine son kez ödeme yapılmıştır. Ancak referandum sürecinde alan bazlı ödemede bir kez daha uzatma kararı çıkmıştır. Bu süreçlerde bir türlü çiftçi lehine depoculuk sistemi geliştirilememiştir.

 

Bir zamanlar Fiskobirliğin tek başına söz sahibi olduğu fındık ihracatında artık İtalyan,Alman ve Fransız çok uluslu gıda ve tarım sirketleri belirleyici konumdalar.İtalyan Ferrero ve onun Türkiye deki kolu Oltan Gıda,Progıda ve Stellifer şirketleri fındık ihracatında oldukça önemli bir yer tutmaktadır.Bu şirketler sadece fındık ihracatı yapmayıp aynı zamanda ülkemizde bir çok çalışanı ile sahada da yer almaktadırlar.

 

Fındık da Yerli ve Yabancı Çok Uluslu Tarım ve Gıda Şirketleri kazançlarını çoğaltırken fındık çiftçileri endişe ve kaygı içerisinde beklemeye başlamışlardır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı AKP döneminde başlayan tarım danışmanları uygulaması terk edilerek yeni işsizler ordusu aramıza katılırken Ferrero’ya ait Çok uluslu Tarı ve Gıda Şirketi Oltan Gıdanın lojistik desteği ile Trabzon ve Düzce başta olmak üzere şirkete bağlı Ofisler kanalı ile ziraat mühendislerinden sosyologlara kadar yüzlerce teknik idari elemanlara kucak açıyor. Bu elemanlar köylerde saha ve çiftçi eğitim çalışması yapmakta ,Ferrero da fındık çiftçisine ton üzerinden 150 TL sını Sodexo kart üzerinden veriyor ve çiftçilere jüt çuval dağıtıyor. Fındık kurutma makinesi bağışlıyor. Tüm bu çalışmalarını ziraat odaları ile koordineli yapıyor. Bu şekilde on binlerce fındık çiftçisine ulaşıyor ve tüm kırsalda saha çalışması yapıyor. Tabiri yerinde ise Ferrero ya ait şirketler bir bakanlık gibi çalışıyor.

 

Her fındık sezon öncesi olduğu gibi fındık çiftçisi rekolteden stratejiye kadar uzanan tartışmalara endişeli bir şekilde tanıklık ediyor .Bu arada fındık fiyatları 15,00 TL dan 8,00 TL sına kadar geriliyor .İtalya,Almanya ve Fransa gibi ülkeler ve onların tarım ve gıda şirketleri için fındık ne kadar stratejik bir ürün ise bizim için o ülkelerden daha fazla stratejik bir üründür fındık. Stratejik bir ürün olmakla da kalmayıp bir o kadar karakteristik bir o kadar yerel ve milli hepsinden önemlisi bölge halkı için yaşamsal bir üründür fındık. Böylesi devasa bir üründe AKP hükümetinin fındık stratejisi tüm tarafların kazanacağı bir formülle bağlantılanamaz. Bu güne kadar izlediği yolda fındığa ve fındık çiftçisinin sorunlarına çözüm geliştiremeyen ve stratejileri dikiş tutmayan AKP hükümetine hatırlatmak isteriz ki; bir tarafta üreten çiftçiler diğer tarafta ürettiklerimizi yok pahasına almaya çalışan şirketler var. Şirketler kazanırsa paralar ülke ekonomisine değil Çok uluslu Şirketlerin havuzuna akacaktır. Oysa fındık çiftçileri kazanırsa ülke ekonomisi de kazanacaktır. Bu bağlamda AKP hükümeti ve ona bağlı Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı kısa vadede TMO sini sezon başında devreye sokmalıdır. Orta ve uzun vadede de FİSKOBİRLİK’in üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık çiftçilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşmasını sağlamalıdır.

 

Fındık-SEN olarak Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanına ve ülke kamuoyuna Çiftçilerin Cenevre de Birleşmiş Milletler tarafından kabul gören haklarından bir tanesinin de Tarımsal Üretimde Fiyat ve Piyasa Belirlemede Özgürlük Hakkı olduğunu ve çiftçilerin bu kapsamda adil bir piyasaya ve tatmin edici bir fiyata ulaşma haklarını hatırlatır ve “herkesin kazanacağı formül ”kandırmacasını terk edip ülkenin ve fındık çiftçilerinin kazanacağı stratejileri yaşama geçirip fındık kabuğunu doldurmaya davet ederiz.16/08/2017

Kutsi YASAR

Fındık-SEN Bşk.

Yorumlar
Adınız :
E-Mail :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik :
Değiştir  
Toplam 0 yorum. Tüm yorumları okumak için tıklayın.
Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
E-Mail Bülten Kaydı
Döviz Kurları
Arşiv Arama
- -
Anket
Bulancak Haber
CANLI YAYIN
CANLI YAYIN
GÜNDEM
Kadına Şiddet
Anayasa Haberleri
Trafik Kazaları
Yerel Seçimler
SPOR
Galatasaray
Fenerbahçe
Basketbol Haberleri
Şampiyonlar Ligi
SİYASET
Recep T. Erdoğan
Devlet Bahçeli
Kemal Kılıçdaroğlu
AKP Haberleri
EĞİTİM
A.Ö.L.
Eğitim Portalı
Eğitim Haberleri
Eğitim Bakanlığı
DÜNYA
Avrupa Haberleri
Amerika Gündemi
Suriye İç Savaş
Arıkan Meselesi