2019 Merkezi Yönetim Bütçesi, 10 Aralık 2018 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanmıştır.
Yeni sistemin ilk bütçesi olarak 2019 bütçesi görüşmelerinde MEB ve Yükseköğretim bütçelerinden oluşan eğitim bütçesi 15 Aralık Cumartesi günü Genel Kurul’da görüşülecektir. 2019 merkezi yönetim bütçesi rakamlarına bakıldığında, ekonomik kriz nedeniyle kamu harcamaları ve kamu yatırımları üzerinden ciddi anlamda tasarruf yapılacağı, dolayısıyla ekonomik krizin faturasının yine halkın, emekçilerin sırtına yıkılmak istendiği anlaşılmaktadır.
2019 yılında MEB ve yükseköğretim kurumlarına ayrılan bütçe rakamlarına bakıldığında, eğitimin ve yükseköğretimin en temel ihtiyaçlarının görmezden gelindiği, bütçenin sadece zorunlu harcamalar dikkate alınarak hazırlandığı, hatta zorunlu harcamalarda bile kısıntıya gidildiği dikkat çekmektedir.
2018 yılında 92 milyar 529 milyon TL olan MEB bütçesi 2019 yılı için 113 milyar 813 milyon TL olarak belirlenmiştir. MEB bütçesinde rakamsal olarak artış olduğu görülse de, MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı 2018 yılında yüzde 12,13 iken, 2019’da bu rakamın yüzde 11,84’e gerilemiştir. Benzer bir azalma MEB bütçesinin milli gelire oranında yaşanmış, 2018’de MEB bütçesi/milli gelir oranı yüzde 2,69 iken, 2019’da bu oran yüzde 2,56’ya gerilemiştir. Benzer bir durum Yükseköğretim kurumları açısından da geçerlidir.
2019 MEB ve Yükseköğretim bütçelerinin bizlere gösterdiği en temel gerçek, eğitimde yaşanan yoğun ticarileşme sürecinin, 2019 yılında derinleşmesi beklenen ekonomik krizin de etkisiyle, artarak devam edeceği, velilerin 2019 yılında cebinden yapacağı eğitim harcamalarının belirgin bir şekilde artacağıdır.
Genel bütçeden yeterince kaynak ayrılmayan okullarımız ve üniversitelerimiz, 15 Temmuz sonrasında yaşanan kitlesel tasfiye ve siyasal baskıların da etkisiyle, eğitim biliminden, bilimsel faaliyetlerden hızla uzaklaşmış, başta kadro politikası olmak üzere, hemen her konuda iktidarın ve piyasanın ihtiyaçlarına göre hareket edilmeye başlanmıştır.
Eğitim Sen olarak taleplerimiz;
MEB bütçesinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı, başlangıç olarak OECD ortalamasına (%6) çıkarılmalıdır…
Kamu kaynaklarının özel okullara/özel üniversitelere aktarılması uygulamasına derhal son verilmeli, eğitime yeterli bütçe, okullara ve yükseköğretim kurumlarına ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
Eğitim bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay mutlak anlamda arttırılmalı, eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen özel sektör, dini vakıf ve cemaatlerle yapılan ya da yapılacak olan her türlü ortak proje ve protokoller iptal edilmelidir.
Vergi dilimi soygununa son verilmeli, ek dersler başta olmak üzere, tüm ek ödemeler temel ücrete dâhil edilmeli emekliliğe yansıtılmalıdır…
Ek ders saat ücreti hesaplanırken bir öğretmenin aylık maaş tutarı esas alınmalıdır.(3600/60 = 60 TL)
Sözleşmeli/ücretli öğretmenlik gibi her türlü güvencesiz istihdam uygulamalarına esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya son verilmeli, sözleşmeli öğretmenlerin tamamı kadroya geçirilmelidir.
2018 yılında aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır…
Eğitime hazırlık ödeneği sadece öğretmenlere değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerine yılda iki kez en az bir maaş tutarında ödenmelidir...
24 Haziran seçimleri öncesinde verilen sözler tutulmalı, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ek göstergeleri 3600’e çıkarılmalıdır.
Eğitim emekçilerinin 3600 ek gösterge talepleri doğrultusunda düzenleme yapılmalıdır…
Öğretmen, akademik personel, memur ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalıdır.
Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır… 14.12.2018
Ergün ÖNAL - Şube Başkanı
Giresun Eğitim Sen Şube Yürütme Kurulu adına
|