EĞİTİM-SEN;BASINA VE KAMUOYUNA


Bu haber 2018-05-01 13:33:06 eklenmiş ve 1168 kez görüntülenmiştir.

 

 

Kaybedecek Vakti, Yitirilecek Geleceği Olmayan,

Mücadele Azmi Sönmeyen,

Güzel Günler İçin 1 Mayıs Alanlarına Akın Eden,

İşçiler, Kamu Emekçileri, Ezilenler,

Emekliler, işsizler, geçinemeyenler, yoksullar,

Hayatı var eden kadınlar, gençler,

Farklılıklarıyla kardeşçe bir arada yaşamak isteyenler,

Vahşi sermaye düzenine karşı işini, ekmeğini,

ormanını, şekerini, deresini, suyunu,

tarlasını, geleceğini savunanlar,

OHAL’siz bir ortamda; eşit, özgür, adil, laik ve demokratik bir gelecek hedefleyenler,

1 Mayıs, sömürüsüz, baskısız, insan onuruna yaraşır bir yaşam için, taleplerimizi haykıracağımız  gündür.

1 Mayıs, siyasal görüş, ırk, cinsiyet, etnik köken, din, mezhep ve benzeri farklılıkları bir tarafa bırakarak tüm emekçilerinin güçlerini birleştirdiği gündür.

1 Mayıs, hangi ülkede olursa olsun diktatörlere, otoriter baskıcı rejimlere “HAYIR” dediğimiz, onlara karşı canı pahasına mücadele veren bütün emekçilerle dayanışma duygularımızı haykırdığımız bir gündür.

1 Mayıs, emekçi sınıfın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür.

Hayat pahallılığı giderek artarken, tarım, turizm, ticaret can çekişiyor, esnaf kan ağlıyor, emekliler çile çekiyor, ücretler geriletiliyor. Uygulanan ekonomik politikaların yanlışlığı nedeniyle, bir yandan ekonomide büyüme masalları anlatılırken, işsizlik azalmıyor, işsizlik artışları rekor üstüne rekor kırıyor.

Hükümet OHAL kararlarıyla, esnaftan memura, bankacıdan işçiye, gazeteciden öğretim üyesine kadar toplumun tüm kesimlerinden FETÖ’cü olduğu iddiasıyla savunmasını almadan, itirazını dinlemeden, onbinlerce emekçiyi, işsiz aşsız bırakırken; FETÖ’cülerden plaket alan, onlarla boy boy fotoğraf çektiren sarı sendika yöneticileri, onlara parsel parsel arsalar tahsis edenler ortalıkta boy gösteriyor.

Emeğimizin üstünden büyük zenginlikler kazanan sermaye sahipleri zenginliklerini daha da büyütürken, bizlere yoksulluğu, sefaleti, borçları ve geleceksizliği dayatıyorlar.

Hükümet, günü kurtarmak için kamunun elinde ne varsa yok pahasına satıyor.

1 Mayıs’ı emeğe yönelik saldırıların giderek arttığı, işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşama koşullarının daha da ağırlaştığı bir dönemde kutluyoruz.

Yıllardır ülkemizde, üretim ekonomisi değil rant ekonomisi politikaları uygulanıyor.

Her şey, her gün zamlanıyor. Mazot, benzin, elektrik, süt, et…

Dolar, euro rekor üzerine rekor kırıyor.

Bir avuç para babası için ekonomi büyüyor.

Emekçinin ekmeği küçülüyor.

Hakkını arayan işçinin grevi yasaklanıyor

Sendikalaşan işçi işten atılıyor. Hayat pahalı, iş yok, aş yok! Borç gırtlakta.

Hükümet, kamuya ve belediye şirketlerine geçirilen emekçinin yasal toplu sözleşme hakkını OHAL KHK’sına dayanarak 2020 yılının sonuna kadar ortadan kaldırdı.

Derelerimiz, ormanlarımız yerli yabancı bir avuç yandaş tarafından yağmalanıyor.

Taşımız, Toprağımız Satılıyor!

Buğdayı, eti dışarıdan satın alıyoruz. Fındık, tütün, üzüm, zeytin… tüm tarımımız üç beş yabancı şirkete teslim edildi.

İktidar bizim vergilerimizle kurulan cumhuriyetin kalkınma yatırımı olan şeker fabrikalarımızı teker teker sattı. Sağlığımız çok uluslu küresel şirketlerin kazançları uğruna yok sayılıyor.

Devlet hastaneleri özel hastanelere dönüştürüldü.

Tüm bu olumsuzluklara karşısında; OHAL ve KHK yasakları ile bizlerden, sadece itaat edip, sessizce çalışmamızı istiyorlar. Üstelik yaptıkları marifet bir şeymiş gibi, işadamlarına övünerek, “OHAL’den rahatsız olmayın. Bakın grev yok, sıkıntı yok, problem yok” deme cüretini bile gösterebiliyorlar.

Bizler insanca bir yaşam istiyoruz...

Taşeronlaşmanın, esnek çalışmanın yaygınlaşması, emekçileri sermaye karşısında savunmasız bırakarak, “iş cinayetlerine” zemin hazırlıyor.

Emekçilerin Anayasal hakkı olan sendika seçme hürriyeti, yandaş sendikalarla, baskı ve tehditlerle ortadan kaldırılıyor.

Biz emekçiler, hükümetin emek karşıtı uygulamalarına, işçi haklarını gasp etme girişimlerine karşı 1 Mayıs alanlarında tek yumruk, tek ses olarak mücadele kararlılığımızı gösterip “HAYIR” diyoruz.

Bu ülkenin gerçek sahipleri bizleriz… Biz biliyoruz ki: Biz karşı çıkarsak yapamazlar!..

Çünkü bizler, bu ülkenin; işçileri, esnafları, işsizleri, çiftçileri ve kamu emekçileriyiz…

Bizler, insanların açlıktan ölmediği; çocukların savaşlar sonrasında anasız babasız kalmadığı bir dünya için;

Grevli gerçek toplu sözleşme hakkımızın, örgütlenme ve siyaset yapma hakkımızın yok sayılmasına, grev hakkımızın idari işlemlerle ortadan kaldırılmasına “HAYIR” diyoruz.

Artan vergi dilimleri ile maaşımızın elimize geçmeden erimesine, lüks tüketim ürünlerinden vergi alınmazken ilaç gibi, ekmek gibi en temel ihtiyaçlarımızdan vergi alınmasına “HAYIR” diyoruz.

Eğitimde dinselleştirme hamlelerine, sağlıkta şehir hastaneleri projesi ile insanın satılık hale getirilmesine, kamusal alanların sermayeye peşkeş çekilmesin “HAYIR” diyoruz.

Kıdem tazminatının fona devrine, hak kayıplarına “HAYIR” derken  tüm emekçilerin kıdem hakkından yararlanması için mücadele ediyoruz.

Satış sözleşmelerine,

İş Güvencemiz ve Kıdem tazminatımıza dokunulmasına,

Performans sistemine,

Mezarda emekliliğe mahkum edilmeye,

Ek ödemelerin maaşlara yansıtılmamasına,

Emekliliğimizde sefalete itilmeye,

Artan vergi dilimleri ile maaşların elimize geçmeden erimesine,

Bütçenin eğitime,sağlığa,emekçilere,değil sermayenin emrine verilmesine

Eğitimin gericileştirilmesine , Laiklik karşıtı faaliyetlere

İşçi cinayetlerine,

Kadına yönelik şiddete,

Çocuklara yönelik taciz ve istismarlara

Kadınları toplumsal yaşamdan dışlayan daha ucuza ve daha güvencesiz çalıştıran sözde istihdam paketlerine

En insani ve temel haklarımızı savunduğumuzda terörist damgası yemeye

Ayrımcılığa,baskılara,gözaltı ve tutuklamalara,ihraçlara

Ohal ve KHK rejimine

ARTIK YETER DİYORUZ.

Bizler, ülkemizi ve dünyamızı demokrasiye, toplumsal barışa ve huzura kavuşturacak, halkımızın refahını ve mutluluğunu sağlayacak tek gücün emekçilerin ortak gücü olduğuna inanıyoruz.

Savaş politikalarından vazgeçilerek, barışın tesisini sağlayacak adımların atılmasını istiyoruz.

Bizler, Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Yurtta sulh cihanda sulh” sözünü kendine şiar edinerek, ülkemizde ve dünyada barışın,  kardeşliğin, adaletin ve dayanışmanın hüküm sürmesi için; insanların en temel hakkı olan yaşam hakkı için, 1 Mayıs ta alanlardayız!

ÜRETEN, YAŞATAN VE VAR EDENLER,

1 MAYIS BİRLİK MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN. YAŞASIN 1 MAYIS … YAŞASIN İŞÇİNİN EMEKÇİNİN BAYRAMI…

                                                                                                1  MAYIS TERTİP KOMİTESİ

 

ETİKETLER : EĞİTİM - SEN ; BASINA VE KAMUOYUNA bulancak haber giresun haber bulancak giresun
Yorumlar
Adınız :
E-Mail :
Başlık :
Yorumunuz :
Güvenlik :
Değiştir  
Toplam 0 yorum. Tüm yorumları okumak için tıklayın.
Diğer GÜNCEL haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
E-Mail Bülten Kaydı
Döviz Kurları
Arşiv Arama
- -
Anket
Bulancak Haber
CANLI YAYIN
CANLI YAYIN
GÜNDEM
Kadına Şiddet
Anayasa Haberleri
Trafik Kazaları
Yerel Seçimler
SPOR
Galatasaray
Fenerbahçe
Basketbol Haberleri
Şampiyonlar Ligi
SİYASET
Recep T. Erdoğan
Devlet Bahçeli
Kemal Kılıçdaroğlu
AKP Haberleri
EĞİTİM
A.Ö.L.
Eğitim Portalı
Eğitim Haberleri
Eğitim Bakanlığı
DÜNYA
Avrupa Haberleri
Amerika Gündemi
Suriye İç Savaş
Arıkan Meselesi